Hacer her gece annesinden Hz. Hacer ve Hz. İsmâil’ in başından geçenleri dinlemişti. Zaten her gece rüyalarında Safâ ve Merve tepelerinde koşuyordu. Koşuyor, koşuyor, yoruluyor ve zemzemine kavuşuyordu.....
Küçük Hacer’in bu rüyalarını kızlar da sık sık dinliyorlardı. Bu yüzden hepsi Hacer’in kendilerinden önce hacca gitmesine çok sevindiler. Kızların sesini duyan İpek nine de koşup gelmişti. Hacer’in hacca gideceğini duyunca İpek nine de çok sevindi. Bu tatlı ihtiyar kadın da iki kere hacca, bir kere de umreye gitmişti. İpek nine kızlara bir şiir okudu. Onun da gözleri dolu dolu olmuştu...
Tevrat’ta Ahyed’sin, İncil’de Ahmad’sın
Kur’an’da Muhammed’sin canım Efendim.
Mekke mihrabındır, Medine bir minber
Arz mescit, sen imamsın canım Efendim.